6 Aralık 2015 Pazar

Extraordinary X-Men İncelemesi

Standard


X-Men serileri yıllar boyunca farklı sıfatlar aldı.Amazing,Uncanny,New,Astonishing...Marvel'ın All-New All-Different serilerindeki ana X-Men serisi ise Extraordinary X-Men.

Yazar koltuğunda bir çok farklı seriden tanıdığımız Jeff Lemire,çizer koltuğunda ise Humberto Ramos oturuyor.Seriyi renklendiren Edgar Delgado da kulağa yabancı gelen bir isim değil.

Mutant nüfusu bir kez daha yok olma aşamasında.Inhuman'lara güçlerini veren Terrigen Gazı,mutantlara ise M-Pox denilen bir hastalık vererek onları öldürüyor.Ayrıca yeni mutantların ortaya çıkmasını da engelliyor bu gaz.Her zamanki gibi mutantlara karşı beslenen bir nefret var insanlar tarafından,mutantların evlerine operasyonlar düzenleniyor.Bunların hepsine Cyclops'un neden olduğu söyleniyor,ama kendisinin ne yaptığı veya nerede olduğu halâ bir gizem.X-Men'in başında Storm var bu sefer,yeni bir takım kurmaya çalışıyor.X-Men hikâyelerindeki bu ''mutant nüfusunun tükenmesi'' konseptini Marvel'ın yüzlerce kez kullandığını söylememe gerek yok sanırım.Daha önce X-Men hikâyelerinde görmediğimiz pek bir şey yok..

Hikâyeyi bir kenara bırakırsak,çizimler çok iyi diyebilirim.Ramos'un panelleri inanılmaz akıcı.Delgado da müthiş bir iş başarıyor renklendirme de,okurken küçük ayrıntılara takılıyor gözünüz sürekli.

Extraordinary X-Men #1 hikâye olarak pek iyi başlamıyor.Açıkçası çizimler hikâyeden daha zevkli,en azından şimdilik.Yine de Jeff Lemire pek hızlı başlayan bir yazar değil,Green Arrow serisinde de yavaş başlayıp sonradan bir çok övgü almıştı.Bir de üstüne serinin sanat takımı gelince,serinin yavaş yavaş açılacağını umuyorum.

Uncanny İnhumans İncelemesi

Standard


2019'de çıkacak Inhumans filmi ile beraber Marvel Inhumanlara ağırlık vermeye başladı.Bir nevi Fantastic Four'un yerine geçtiler diyebiliriz.Yeni bir Fantastic Four serisi yok.İki serisi olacak Inhumanların.Ana seri Uncanny Inhumans ve NuHumanlara ağırlık veren All-New Inhumans.Ben bugün Uncanny Inhumans'ın 1.sayısını inceleyeceğim.Uncanny Inhumans'ın yazarı Soule,çizeri ise McNiven.Bu ikili daha önce ''Death of Wolverine'' serisinde birlikte çalışmıştı.

Öncelikle hikâye anlaşılır olsa da tam olarak kendi ayakları üzerinde durmuyor.Nisanda çıkmış olan 0.sayıdan devam ediyor hikâye.Sayı hızlı başlıyor.Oğlunu arayan Black Bolt,Kang the Conqueror ile karşı karşıya kalıyor.Bir yandan ise Medusa'yı ve dünyaya yayılan Terrigen Gazı ile güçlerini kazanan NuHumanları görüyoruz.Hikâyede odak nokta Black Bolt ve Medusa,yani kraliyet ailesi olarak gözüküyor şimdilik.Bunun dışında sonda ek bir hikâye var,o da NuHumanlarla ilgili.

Bir diğer nokta ise misafir karakterler.Kang the Conqueror gibi bilinen bir karakteri görüyoruz ilk ''kötü adam'' olarak.X-Men'den Hank McCoy,yani Beast da Inhumanlar ile,Terrigen Gazı'nın üstünde çalışıyor.Human Torch'u görüyoruz son olarak,onu görme nedenimiz ise biraz farklı.Tüm bu karakterleri görmemiz,Marvel'ın dikkati Inhumanlar üzerine çekmeyi planladığının bir göstergesi.

Biraz da çizimlerden bahsedelim.Her sayfa detaylarla dolu.Ama en çok karakterleri güzel çizmiş,özellikle yüz ifadelerini.Black Bolt,McNiven'ın ellerindeyken,yüz ifadelerinden
ne demeye çalıştığını anlayabiliyorsunuz,ki bu bir Inhuman çizerinin yapabileceği en iyi şey.

Bu sayıda iki ilginç basım hatası var.McNiven'ı renklendiren olarak yazmışlar.Sondaki ek hikâyede ise iki sayfanın yeri ters.Sanki biraz aceleye gelmiş ilk sayının basımı.

Sürükleyici hikâyesi ve harika çizimleri ile,Uncanny Inhumans Marvel'ın en gözde serilerinden biri olabilir.


30 Kasım 2015 Pazartesi

Seyfettin Efendi - Yerli Çizgi Roman

Standard
  Bu incelemeyi okuyacak kadar konuyla haşır neşir olanlar bilirler; dedektif romanları pozitivist düşünce üzerine kurulmuştur. Dedektifler (veya dedektiflik yapan amatör dehalar) mahallelinin kanaatine, genelgeçer yargılara ve geleneksel bilgiye itibar etmezler. Onlar için geçerli bilgi, nesnel bulguların ve mantığın sonucu elde edilen bilgidir.
Seyfettin Efendinin bir pozitivist olarak rüşdünü ispatlayan en önemli özelliklerin ukalalık ve acelecilik olması tesadüf değildir. (başka ülkelerdeki meslaktaşları için de bu geçerlidir.) Okuyucuya ukalalık ve acelecilik olarak yansıyan , Seyfettinin  pozitivist çıkarımlarına olan güvenidir.
Nesnel gerçekten yola çıkan ve mantık ilişkilerini bozmadan yol alan bir hesap, pozitivistin gözünde yanlış olamaz. Bu sebeple pozitivistin akranlarına fikir danışması gereksizdir, çünkü onlar da aynı noktadan çıkıp aynı yolu takip ederek anı sonuca varacaklardır. Zamanın çok mühim olduğu adli konularda bu tip vakit kayıpları ölümcül olacaktır.
Eğer ikinci bir kişi aynı noktadan yola çıkıp pozitivistten farklı bir sonuca varırsa bu kişinin düşünce yolunun pozitivist olmadığına işarettir, çünkü pozitivizm doğası gereği birden fazla düşünce yoluna izin vermez. Farklı noktalara ulaşmanın tek yolu farklı noktalardan yola çıkmaktır. Seyfettinin ukalalığı da buradan gelir. Teşkilat içinde herkes en iyi bildiği işi yapmaktadır, ve özel yetenekleriyle elde ettikleri bulguları Seyfettine aktarmaktadırlar. Bu durumda Seyfettin grutaki en geniş bulgu haznesine sahip olduğu için mantık yoluyla varacağı nokta da göreli olarak diğerlerinden daha geçerli olacaktır. Bu sebeple Seyfettin, teşkilat üyelerinin uzman görüşlerini ciddiye alırken, daha geniş çaplı analizlerini görmezden gelmeyi tercih etmektedir.


Görsel Estetik

Açıkçası bir Noir Dedektif filminin en önemli mevzusu mizansen ve ışıklandırmanın etkili kullanımıdır. Bunlar izleyiciyi havaya sokar. Yoksa  kimse kayıp tablonun içine saklanmış  çalıntı parayı sallamaz. Ha robot koyarsın, patlayan arabalar koyarsın, yedi sülaleni doyuracak kadar bilet satılır. Ama işte dedektifi değil patlayan arabaları izlemeye gelirler.
Gelelim Seyfettine.
Özensiz gibi görünsün diye gecelerce çalışıldığı belli, nerdeyse impresyonist, suluboya görünümlü görseller çok şahane olmuş. Bağımsız piyasasında, 256 renkli, temiz kontürlü, aşırı gevrek çizimlere tepki niteliğinde işler vardı, bu vizyonu taşıyacak kapasitede yaratıcıların bizim de aramızdan çıkması çok güzel. Sanki Constantini çizen insan değilmiş, Sandmani çizen sanat tanrısıymış gibi algılar var memlekette.  Tembellikten mi, yerleşik aşağılık kompleksinden mi ona girmeyeyim buranın konsu değil. Ama inat edip çalışınca olduğunun nesnel olarak kanıtlanmasından daha güçlü argüman üretmek zor. Bir daha “Bizden çıkmıyor işte aga.” diyen olursa gönül rahatlığıyla ensesine ensesine  Seyfettin Efendi vurmak için elimdeki kopyayı renkli fotokopi ile  çoğaltmayı düşünüyorum.
Gölgelerin kullanımı pek şahane. Karanlık atmosfer yaratma yolunda panelleri paintteki fill tuşuyla doldurur gibi siyaha boyamış. İyi de etmiş. Noir gizemin görselliği ile gotik edebiyatın birleşiminden daha az siyah bekleyemezdim zaten. (Eğer lisedeki resim öğretmenim görse kalp krizi geçirirdi.) Buna rağmen siyah renk kesinlikle görsellerin diğer duyguları ifade gücünü bozmuyor. Sinirlenen, zorlanan, gerilen ve hırslanan insanları yüzlerine düşen gölgelere rağmen ayırt edebiliyoruz.
Dinamik öğelerin kullanımı güzel ve yerinde. (seyfettinin “gel gel” yaptığı panel hariç, bi onu eğenmedim.) Aşırı yakın planda kalanalrın flulaşması, hareket yönünü anlatan çizgilerin dijital manipülasyonla elde edilmesi, yukarıda bahsettiğim gölgelendirmenin derinlik ve hareket hissi için de kullanılması; bunlar hep incelenmesi ve ilerletilmesi gereken öğeler. Zaten bağımsız yaratıcıların sanat yönünde elini korkak alıştırması günahtır.

Kapatırken

Diyeceksiniz ki; “Ya hu muhterem! Bu Seyfettin zatında hiç mi kusur yok?”. Tabii ki kusurlar var, ama bu kusurlar yaratıcının gelenkesel çizgi roman paradigmasından tam kopmamasının sonucu olarak ele alınmalı. Açıkçası her çizgiroman okuru, bozuk bir sürecin ürünlerini tüketerek büyüdü. Okuyucuyu yabancılaştırmadan çizgi roman paradigmasından neler sökülebilir diye liste yapmak kolay değil. Yaratıcı bağımsız çalıştığı için okurun istekleri yönünde ve kendi yaratıcı görüşünü bozmayan değişiklikleri gelecek yaratımlarda hayata geçirebilir. Ama bu süreç bu tip tek taraflı değerlendirmelerde değil de daha çift yönlü iletişime açık mecralarda devam ettirilmeli. 
seyfettin efendi ve yandaşları

Resim

Resim

Resim

Ve Karşınızda Yepyeni Hulk !

Standard
       Yıllardır Bruce Banner ile tanımıştık Hulk'u ve hikayeler Bruce'un yeşil dev olmaktan yaşadığı buhranları anlatıyordu. Hulk bu durumdan sıkılmış olacak ki  artık Asyalı bir adama , Amadeus Cho'ya geçti .  Fakat Cho, Bruce ' un Hulk olmaktan yaşadığı buhranları yaşamıyor. Tam tersine dev olmaktan zevk duyuyor. Kanımca böyle olması daha iyi oldu, bu demek değil ki eski hikayeler kötüydü ama yeni Hulk hikayeleri daha heyecan verici olacak gibi duruyor. Gelin birlikte yayınlanan ilk sayıdan bir kaç kesite bakalım. 
HULK2015001-DC11-443e1HULK2015001-int2-1-baa9fHULK2015001-int2-2-dd17aHULK2015001-int2-3-78848

29 Kasım 2015 Pazar

12 Monkeys 2.Sezon Onayı Aldı!

Standard


Bilinçli bir şekilde yapılmış olan bir virüsün yaptığı yıkım ve virüse karşı bağışıklık kazanmış insanların geçmişe dönüp bu virüsü engellemeye çalışması üzerine kurgulanan dizinin 1. sezonu insanlar tarafından baya ilgi görmüştü.

  2. sezonu ilgi ile bekleyenlere müjdeli haber geldi.Dizinin 2. sezonu 2016 yılındı izleyicilerle buluşacak.Kanalın başkanı Dawe Howe 12 Maymun dizisi hakkında şunları söylüyor;

 "12 Monkeys aldığı olağanüstü eleştiriler ver izleyici beğenisiyle yeni bir taahhüdü haketmişti.Hem kamera önündeki hemde kamera arkasındakilerin yetenekleriyle hepimizi koltuklarda oturtmayı başardı."

 Dawe Howe 2. sezon sözü vermişken bizde 2. sezonun fragmanını yayınlayalım ;


DC Comics'in Türk Kahramanı

Standard
YENİÇERİ
yeniceri-dc-comics
Dünya çizgi roman sektörünün ilk Türk süper kahramanı Yeniçeri, Batman’in yakın arkadaşı olarak ülkemizi de dünya çizgi roman piyasasına soktu. Ay yıldızlı kostümü, Kanuni Sultan Süleyman’ın kılıcı ve Merlin’in büyü kitabıyla kötülüğün üstüne gidiyor.
Amerika’nın en çok satan çizgi roman yayımcısı DC Comics’in, 2000 yılında yarattığı ilk Türk süper kahraman Yeniçeri, 2005 yılında Arkabahçe Yayıncılık tarafından da dilimize kazandırıldı. Türk bayrağı kostümlü, kadın kahraman Yeniçeri; Batman ile birlikte, Türkiye’de irticaya karşı savaşıyor.
Amerika’nın en çok satan çizgi roman yayımcısı DC Comics, 2000 yılında yarattığı ilk Türk süper kahraman Yeniçeri, orijinal adıyla Janissary’nin maceraları ülkemizi de süper kahramanlar dünyasına kattı. Son derece ilginç bir hikayeye sahip olan çizgi romanda Yeniçeri, Batman ile Türkiye’de irticaya karşı savaşıyor. Karakter, Türk Bayrağı’ndan kostümü ve peçesiyle dikkat çekiyor.
yeniceri-cizgi
Yeniçeri; nam-ı diğer Selma Tolon, 1999’da meydana gelen depremde Kızılay görevlisi olarak İzmit’e, depremzedelere yardıma gidiyor. Kazara bir mağaraya düşünce Kanuni Sultan Süleyman’ın kılıcını ve büyücü Merlin’in büyü kitabını buluyor ve süper kahraman oluyor.
Yeniçeri’nin süper güçleri, büyü yapabilmesi, uçması ve çok kuvvetli olması.
yeniceri-cizgi-roman
DC Comics, Yeniçeri’yle gençlere Türkiye’yi tanıtırken ilginç bir senaryo belirledi. Piyasaya çıkan seride Yeniçeri, Batman ile birlikte, Türkiye’de din temelli bir devlet kurmaya çalışan General Anka Kâzım‘a karşı savaşıyor.
Ünlü çizgi roman senaristi ve çizeri Scott Williams‘ın çizdiği, Brian K. Vaughan‘ın yazdığı serinin çarpıcı öyküsü kısaca şöyle; “Malatya’da, adı Anka Kâzım olan bir general askeri darbe gerçekleştirip Türkiye’de irtica temelli bir devlet kurmak için ayin yapar ve yardıma bir iblis çağırır. Anka Kâzım, Türkiye’nin irtica lideri olmak isterken şeytan ona bütün dünyayı önerir. General Kâzım, Türkiye’nin her yanına ölmüş Osmanlı askerlerinden oluşan ordusunu göndererek saldırıya başlar. Kahramanımız Yeniçeri, bu saldırılara müdahale eder ama tek başınadır ve yenilir. Olayları ay üssünden izleyen Batman, Aquaman, Green Lantern ve Wonder Woman, Yeniçeri’ye yardım için Türkiye’ye gelir ve irtica ile savaş başlar.”
yeniceri-cizgi-roman-arkabahce
Yeniçeri’nin Kimlik Kartı
Türk süper kahramanı Yeniçeri’nin özellikleri şöyle:
Gerçek adı: Selma Tolon
Mesleği: Doktor
Medeni hali: Bekar
Yaşadığı yer: Ankara
Boyu: 171 cm
Ağırlığı: 55 kilogram
Göz rengi: Siyah
Saç rengi: Siyah
Türk kahraman Yeniçeri, Sultan Süleyman’ın mistik güçleri bulunan kılıcını kullanıyor. Bu kılıç sayesinde ve Kur’an’dan sözlerin yer aldığı sonsuzluk kitabıyla, kötü büyüleri bozuyor.

Beyin Yakan 10 Süper Kahraman

Standard
   Çizgi roman dünyasında onlarca karakter, onlarca süper kahraman var. Yeni bir karakter yaratmak çok ciddi emek ve düşünceden geçiyor. İnsanlar kahramanlarını yaratırken kafa patlatıyor. Fakat bazılar ciddi anlamda kafa patlatıyor ki süper dandik kahramanlar ortaya çıkıyor .


hepsi10numara-bilgi-sitesi

Squirrel Girl – Marvel Comics
560
İlk olarak Iron Man’e yardakçı olma sevdasıyla gözükmüş olan bir tüylü kız. Sincap Kız adını alma sebepi ise bayağı bayağı sincap güçlerine sahip olması. Kuytuk, tüyler, pençeler falan. Ayrıca bir özelliği de var ki, Marvel Evreni’ndeki az miktarda ciddiyeti de poşetleyip çöpe atıyor; zira karşısındaki rakip ne kadar güçlü olursa Sincap Kız’ın savaştan galip çıkma olasılığı o kadar yüksek.



turkiyenin-bilgi-sitesi
Color Kid – DC Comics
561
30. yüzyıldaki bir süper kahraman takımının üyesi olan Color Kid’in becerisi objelerin ve canlıların rengini değiştirebilmek. 30. yüzyıla gelen insanoğlu renk değiştirici bir teknoloji geliştirememiş mi de böyle bir karakter saygınlık kazanıyor?



en-kolay-bilgiler
Matter-Eating Lad – DC Comics
562
Başka bir gezegenden gelen bu arkadaş, zehirli bakteriler yüzünden her şeyi yiyebilme özelliği geliştiren türden.



degisik-ve-ilginc-bilgiler
Ant Man – Marvel Comics
563
Evet, Avengers’ın kurucu üyelerinden biri kendisi. En zeki Marvel karakterlerinden biri. Ama bula bula bulduğu güç karıncaları kontrol etmek ve küçülmek.



her-konudan-bilgiler
 Jubilee – Marvel Comics
564
X-Men’in daha genç karakterlerinden olan bu mutant kadının gücü, enerji plazmaları üretmek. Yani kulağa karizmatik geldiğine bakmayın, bildiğiniz havai fişek atıyor. Ve bunlar ile can yakabiliyor ama bilin bakalım ne kadar? Anca bir havai fişek kadar. Yazarların o kadar nereye sokuşturacaklarını bilemediği bir karakter ki, zibilyon kere kostüm ve güç değiştirmiş. Şu an evde kalmış bir vampir.



ogrencilere-bilgiler
Wraith – Marvel Comics
565
Yine bir X-Men üyesi olan Hector Rendora’nın mutant gücü, kendi derisini ve başkalarınınki görünmez yapabilmek. Bitti yani, bu kadar. Gücü herhangi bir şekilde bilimselliği dayandırmak yok, atomik düzey benzeri kelimelerle açıklayıp ekstra bir işlev icat etmek yok. Bu yani. Helal, süper, devam.



enterasan-bilgiler
Doorman – Marvel Comics
566
Yani “doorman” dediğimiz normalde kapıcı anlamına gelir. Bu kahramanın tek işlevi her anlamda kapı olmak.



odevlere-yardimci-bilgiler
Gin Genie – Marvel Comics
568
Bu kahramanımızın mantık olarak ilginç bir yeteneği var. Kanındaki alkol miktarına doğru orantılı olarak güçlü sismik dalgalar üretebiliyor. Peh…



faydali-bilgiler
Rainbow Girl – DC Comics
569
Kişinin duygu durumunu değiştirebiliyor. Çocukken kırdığı eşyalar yüzünden az azar yemesini filan sağlamıştır herhalde.



ilginc-bilgiler
Dazzler – Marvel Comics
570
Gücünü disko şarkılarından alıyor. X-Men ile haşır neşir olsa da hala gençliğinde çektiği rezil klipleri piyasadan toplamaya çalışıyor.

 Kaynak: oyungezer